Güvenlik Kültürü Üzerine – 15 Mart 2017

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre Türkiye iş kazası sonucu ölümlerde uzun yıllardır dünya sıralamasında ilk 5 ülke arasında yer almaktadır.İlk sıralardakiler, gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülke sınıfında yer almaktadır. Bu istatistiksel veriler iş kazalarının tesadüfen olmadığının, gelişmişlik ve medeniyet düzeyi arttıkça iş sağlığı ve güvenliği olgusunun o derece hayatın bir parçası haline geldiğinin açık bir kanıtıdır. Çünkü gelişmişlik sadece yüksek teknolojiye sahip olmak ya da parasal büyüklük göstergesi değil insana gerçek manada verilen değerin de bir göstergesidir. Bu değer sonucunda mantıklı, bilinçli, okuyan, araştıran, kendine ve tüm canlılara değer veren bireylerin meydana getirdiği toplumlar oluşmaktadır.

Ülkemizde Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe sokularak güzel bir adım atılmıştır. Ancak güvenlik sadece yasalarla ve yönetmeliklerle sağlanacak bir olgu değildir. En basit örneğiyle çoğumuz polis çevirmesi gördüğümüzde emniyet kemerine sarılırız, ya da radar olan yerlerde hız sınırlarına riayet ederiz. Halbuki bu kurallar ceza yazmak için değil bizleri korumak için konulmuştur. Aynı durum işyerlerinde çalışanların bir yetkili gördüğünde alelacele baretini gözlüğünü takmaya çalışması şeklinde kendini göstermektedir.

Bu anlayış şeklini ortadan kaldırmak için, bahsettiğimiz gelişmişlik standartlarında bireyler yetiştirilmesi gerektiği aşikardır. Çünkü genel manada güvenlik olgusu uyulması gereken yasal zorunluluklar silsilesi değil bir kültürdür. Bunun için ülke bireyleri olarak hepimiz ayrı ayrı bu konuda sorumlu davranıp, yeni nesillere ve çocuklarımıza ilk günden itibaren bu kültürü aşılamakla mükellefiz.

Sağlıcakla kalın, güvenle kalın.
İşinizdeki güvenliği harekete geçirin.

Emre KAVRUK
B Sınıfı İSG Uzmanı
AKSEL İSG A.Ş.